
Şirketimiz 19.04.2002 tarihinde kurulmasına karşılık ilk faaliyetine Kurucumuz İsmail GÖRGEN ile 1968 yılında sezonluk olarak koyun, keçi ve inek sütünden deri tulum imalatı ile başlamıştır. 1972 yılında bölgedeki sel felaketi neticesinde sıfırlanan yatırım kardeşlerin birlikteliği ile tekrar çıkışa başlamış 1986 yılında da sezonluk üretimden dört mevsim üretime geçilmiştir. Ödemiş de 40 m² alanda hem imalat hem de perakende satış yaparak 1996 yılına kadar devam eden kardeş ortaklığı bu tarihten sonra ailelerin büyümesi ile yeni yapılanmaya gidilmiştir. Şirketin kuruluş yılına kadar baba oğul aile şirketi olarak gerçek kişi üzerinde olan işletmemiz 1996 yılında şuan şirket ortağı ve müdürü olan Hamit Görgen beyin yönetimine geçmesi ile yeni bir kimlik kazanmış ve bahsi geçen tarihte de tüzel kişi olarak şirketleşmiştir.
1500 m² Kapalı alan da Faaliyet gösteren GÖRGEN Süt olarak Civar bölgeden toplanan çiğ süt, işletmeye getirilip gerekli laboratuar kontrollerinden geçtikten sonra uygun olanlar işletmeye alınıp, üretim planına göre işlemek üzere üretim ünitelerine aktarılmaktadır. Ürettiğimiz ürünler tam yağlı, yağlı, yarım yağlı, yağsız çeşitleri olan Klasik Beyaz Peynir, İzmir Tulum Peyniri, Teneke Tulum, Köy Peyniri, Kaşar Peyniri, Deri Tulum, Lor, Yoğurt, Ayran, Tereyağıdır.
Öncelikli hedefimiz Üretici ve Tüketici memnuniyetidir. Çiğ süt iyileştirme, süt üreticisinden gelip işlendikten sonra ürünün sevkiyat ile tüketiciye ulaştığı ana kadar geçen süreç içerisinde gıda güvenliği ve süreklilik sağlayacak tüketicilerin memnuniyeti arttırılacaktır. Mevcut işletmenin birincil süt üreticisi olan köylüye yakınlığı hem ürün kalitesini olumlu etkilemekte hem de hedeflerimizin uygulanabilirliğini kolaylaştıracaktır.
HER ŞEY YUNAN İŞGALİ İLE BAŞLADI
Evet, aslında her şey yunan işgali ile başlamış; Yunanistan’ın Batı Anadolu’yu işgali sırasında bu bölgede yaşayan Rumlar kendileri için yeni bir dönemin başladığı düşüncesine kapılmışlardır. Bu yüzden, kurdukları çeteler vasıtasıyla Türklerin yaşadığı köylere baskınlar düzenlemiş, soygunlar ve katliamlar yapmışlardır. Ayrıca Rumlar, Yunan işgali kolaylaştırmak, işgalin kalıcı olmasını sağlamak amacıyla çeşitli teşkilat ve cemiyetler de kurmuşlardır. Bu dönemde atalarımız çok sıkıntılar çekmişlerdir. Bu zulümden dedem ve babaannem de nasiplerini almışlar ama o dönemde köy bakkalına benzer ufak bir esnaflık yapmaya çalışarak en az hasarla kurtuluş dönemine kadar gelmişlerdir. Babaannem esnaflığın faydalarını bu dönemde yaşadığı için mutlaka evlatlarından birinin esnaf olmasını istemiş bunun için de çok uğraş vermiş. Dedemize oğullarının yapacağı tarla işlerini de kendisinin yapacağını söylemiş, yeter ki bir evladını esnaflık yapa bilmesi için dedemin gönlünü yapmaya çalışmış sabrı ve ısrarı sonunda başarmıştı.İşte bugünlere gelen ticaret hayatımız aslında böyle başlamıştır. Bizim bu işe sahip çıkmamız ve devam etmemiz babaannemizin mirası boynumuzun borcudur.